Bu yaz geçirdiğim bir ay da bana yetti işte. Altınoluk'un mu eski tadı kalmadı yoksa ben mi değiştim bilemiyorum. Az tatiller yeter hale geldi, İstanbul'da kalmak daha keyifli sanki. İleride derim belki 'keşke daha fazla tatil yapsaydım hazır zamanım varken'. Onun için de savunmam şimdiden hazır 'kendimi dinledim, kendimle başbaşa kalmak iyi geldi.' Zaten Yunus Emre de demiş 'bir ben vardır bende benden içeri'. İşte o ben'e ulaşmak lazım, en azından ara ara dokunmak ona.
5 Ekim 2014 Pazar
Bayram Günlerim
Bugün bayramın ikinci günü. Evde pijamalarımla oturmuş aylak aylak takılıyorum. Böyle başlayınca biraz acıklı oldu. Sanki ailem beni bırakıp gitmiş gibi. Oysa öyle değil. Evet gittiler ama yalnız kalmak benim fikrimdi. Ilk başta 'olmaz' dediler ama kararlı olduğumu görünce 'olur' demek zorunda kaldılar. Annem giderken yalnız kalacağıma inanmayarak gitti ki zaten yalnız kalmıyorum diğer aile üyeleri iki adım ötemde sayılır. Ona göre hayatımda biri var ve ben sırf onunla rahat rahat gezip tozabilmek için İstanbul'da kalmayı tercih ediyorum. Halbuki yok öyle bir şey. Hayatımda yıllar sonra biri olmuş saklar mıyım hiç her halimden belli olur o :) Yazlıkta arkadaşlarım olsa ben yine giderdim ve tabi hava az daha sıcak olabilseydi. Güneye insek bir otelde tatil planı yapmış olsak koşa koşa gider en önce ben hazırlardım bavulumu. Ama artık arkadaşlarımın olmadığı, denize giremeyeceğim bir havaya sahip olan Altınoluk ilgimi çekmiyor. Hatta eskiden üç ay kalıp dönüş yolunda ağlayan ben şimdi üç parçaya bölünmüş bir aya mutlu oluyor. Nedeni orada yapılabilecek her şeyi bir aya sığdırabiliyor olmam. Denize girmek, arkadaşlarla gece dışarı çıkmalar, içip gece denize girmeler,güneşlenmek, dinlenme, bir köşeye çekilip kitap okuma ve tabi yeni yerler koylar keşfetme. Bunların hepsini yaptıktan sonra ha üç ay kalmışım ha bir ay. Aksine bir ay dolu dolu geçtiğinden üç aya bedel oluyor.
Etiketler:
altınoluk,
bugün bayram,
değişen alışkanlık,
değişim,
yalnızlık,
yunus emre
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder