28 Ekim 2015 Çarşamba

Fobiler, fobilerimiz

Bu yazıda fobilere değinmek istiyorum. Zira eskiden 'hiç fobim yok ki' diye hava atan ben, zamanla saçma sapan fobileri olan biri oldum. Beni siz delirttiniz, evet evet, siz !

Gayet tabi, bana ne senin fobilerinden diyebilirsiniz ama bazıları için yalnız olmadığımı, fobi boyutunda olmasa da sizin de aynı konularda zaman zaman endişelendiğinizi biliyorum. O yüzden paylaşmak istedim, belki paylaştıkça azalır korkularımız.

İlk korkumla başlıyorum o zaman : Toplu taşıma araçlarından inememe korkusu. İstanbul gibi bir metropolde yaşayan birinin böyle bir korkusu olması başta saçma gözükse de işin aslı öyle değil maalesef. Öncelikle, günlük hayatta toplu taşıma kullanmadığımı belirtmem gerek. Değil otobüs, sarı dolmuşlara bile binmiyorum. Arkadaşlarımla buluşacaksam ya da alışveriş vs. için kullanıyorum sadece. O yüzden, toplu taşıma kültürüm sıfır ! Yanlış anlaşılmasın , bu durum zenginliğimden ya da burnu havada bir tip olduğumdan değil, öyle denk geldiği için. İkinci sebebim de, şehrin fazla kalabalık olması. İnsanlar adeta birbirlerinin üstüne çıkıyor, sanki toplama kampındayız da kaçan özgürlüğüne kavuşacakmış gibi bir hava. Gözünüzü seveyim az sakin olun, gideceğiniz yere bir yarım saat geç gitseniz ya da oturmadan gitseniz bi şey kaybetmesiniz bence. Yarım saat geç gitmek sizin için sorunsa, bi zahmet erkenden yola çıkın. Aksi halde, insanlıktan çıkıyorsunuz haberiniz yok. 

Sıra ikinci korkumda, o da kuşlar. Birkaç sene önce kuşlardan korktuğunu söyleyen bir arkadaşım vardı. O zamanlar, korkusunu komik bulmuş ve dalga geçmiştim. Bu yazıyı okuyorsan eğer, özür dilerim arkadaşım, sonuna kadar haklısın, bazen fazlasıyla korkutucu olabiliyorlar. 

Özrümü de diledikten sonra, bu korkumun sebebine geçiyorum. İlki, geçen sene martıların boşaltım sistemlerini çalıştırmak için başımı kendilerine uygun görmeleri. Daha kibar anlatırım diyen varsa, gelsin buyursun 😁 Diğeri de, yakın zamanda olan karga mevzum. Hayır, o da yapmadı. Sabah sabah uykulu halde yürürken neden bilmiyorum bir yere konma ihtiyacı hissetti ve kafamı seçti. 
Bu kuşların kafamla ne alıp veremedikleri var gerçekten bilmiyorum. Bugüne bugün, herhangi bir kuşa zarar vermişliğim de yoktur ama sevmiyorşar beni. Neyse canları sağ olsun. Artık, gökyüzüne baka baka yürüyorum. Bir kuş  görürsem de kaldırım değiştiriyorum. Ciddi ciddi fobi olup kaldılar. 

İşte bunlar, benim fobilerimdi. Bana bile bazen saçma geliyorlar ama düşündüğümde mantıklı sebepleri var. Sizin de varsa, yazın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder