Youtube etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Youtube etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Eylül 2018 Çarşamba

YouTube Batağı

Uzun uzun zaman sonra kürkçü dükkanıma yani buraya dönüyorum, niyetim bu sefer temelli dönüş ama bakalım nereye kadar gidecek :) Evet, bu yazının konusu YouTube batağı ! Peki, YouTube Batağı nedir, nasıl ve neden bu batağa düşülür, tüm bu soruları naçizane üslubumla anlatmaya çalışacağım, hazırsanız başlıyoruz. 

Önceki yazımda belirttiğim üzere, geçen sene Temmuz ayında, 1 yıl sürecek olan avukatlık yasal stajımı başlattım, bu süre zarfında stajımı bitirdim ve ne yazık ki an itibariyle evrak işlerinin uzun sürmesi neticesinde hala avukat olabilmiş değilim. Cümle güzel başladı diye mutlu son geliyor sandınız değil mi ? Acı gerçekler vol.7356917: hayatta çoğu şey öngördüğünüz gibi gerçekleşmez.

Belki bu formalitelere ve gereksiz uzunluklarına başka bir yazıda değinebiliriz ancak şimdilik; uzaya çıkmış bir astronot gibi boşlukta süzülmekte olduğum gerçeğine odaklanalım. Boşlukta olan herkes gibi benim de bir şeylere sarmam gerekti ve ben de yazının başlığından anlayacağınız üzere YouTube'a sardım ama ne sarma. Şöyle ki; hayatımda doğru düzgün makyaj yapmayan ben, güne makyaj ve kozmetik alışverişi videolarıyla başlıyor ve işime yaramayacak konulara ilişkin videolarla günümü bitiriyorum. Arada güzel içeriklere de denk geliyorum tabii, tüm YouTuberları zan altında bırakmayalım şimdi. 

Bu şekilde geçen bir iki günün sonunda kendimi sorgulamaya başladım, niye böyle oluyor diye. Tamam, akıllı telefonlar elimiz ayağımız ve sosyal medya da ayaklı gazetemiz, en hızlı iletişim kaynağımız ama bu kadarı biraz fazla gelmeye başladı. Zira tüm günümü bu videolarla geçirmek yerine, pekala kitap okuyabilir, bir türlü yazmaya başlayamadığım makalem için kaynak araştırması yapabilirim; ancak olmuyor. Buradan anneme seslenmek istiyorum, anne ben YouTubekolik oldum. 

Şaka bir yana kendimi bir süre sorguladıktan sonra (yani bir iki dakika) şu cevabı buldum; bu videoları izlerken çoğunlukla yalnız oluyorum ve -konu ilgimi çeksin çekmesin- görüntü akıp giderken o an için yalnız olduğum ve aktif olarak bir şey yapmadığım hissini ortadan kaldırıyor. Ve bu sanal dünya -sosyal medya, adına ne derseniz- garip bir şekilde iyi hissettiriyor. Zira benim yerime içerik üretip önüme sunan sonsuz bir döngüye sahip bir yapı bu. İşte YouTube, tam da bu sonsuz döngüsü ve insanın (burada kastettiğim salt izleyici kitle) üretkenliğini tüketen yapısı nedeniyle "batak" niteliği taşıyor kanaatimce.

Şimdi bana pekala diyebilirsiniz ki; peki ne yapalım, ne istiyorsun bizden ? Muhtemel cevabım şu; YouTube veya diğer sosyal mecralar bizim canımız cananımız, tabii ki kullanmaya devam edelim ama belki biraz daha kontrollü, salt tüketim amacı gözetmeksizin ve en önemlisi üretkenliğimizi yitirmeden. Aksi halde, Dan Brown'ın Başlangıç kitabında bahsettiği Edmond Kirsch isimli fütüristin "yakın gelecekte teknolojinin insan türünü yutmasına dair öngörüsünün gerçekleşmesi hem de oldukça yakın bir zamanda gerçekleşmesi yani işten bile değil. 

12 Nisan 2014 Cumartesi

Cevapsız Sorular

Bir ülke düşünün başbakanı ülkedeki en yetkili mahkemenin kararına saygı duymadığını söylüyor.Adalet Bakanı adeta aba altından sopa gösterircesine verilen kararların o mahkemeye zarar vereceğini söylüyor.Ve yine hukuktaki en üst normun yani anayasamıza aykırı olan bölümleri olduğunu farketmeyen ya da farkedip bi şekilde yuttururuz 'milli irade'mize diye düşünen bir hükümet ve bi kararı onaylayan bir cumhurbaşkanı düşünün.Bu saydıklarımı başka bi ülkede anlatsanız size gülerler hatta bi daha ciddiye alınmayacak duruma düşersiniz.Belki bir kaç sene öncesine kadar bize sorsalar 'bu kadarı da olmaz' derdik ama son günlerde görüyoruz ki bu kadarı da olurmuş hatta her geçen gün daha fazlasının olma ihtimali de varmış.

Siyasetten konuşmaktan gercekten ülkece çok sıkıldık bence ama o kadar hareketli bir gündemimiz var ki siyaset her dakikamızın içinde.Şu son Twitter yasaklanıyor,yasaklandı,Youtube yasaklandı vs. derken anayasa mahkemesinin kararlarıyla birlikte yine ülkece gerildik,patlamaya hazır bomba gibiyiz.

Önce twitter'ın kökünü kazıyacağız dedi başbakan seçim öncesi 'yok artık,olmaz öyle şey' dedik hatta twitter kuşunun başını bağladık dalgasını geçtik ama anladık başbakan ciddiymiş,Twitter kapandı.Hemen dns ayarları değiştirildi Google dedik en güvenilir onu dns sağlayıcısı olarak kullanalım,sonra baktık o da engellendi.Bu sefer amerikasıydı,ingilteresiydi yok vpniydi her bir şeyi öğrendi bu halk.Kendi onayladığı yasa tasarısıyla yasaklanan Twitter'a giren bu yasağın koyulmasına zemin hazırlayan nurtopu gibi bir cumhurbaşkanımız bile oldu.Paralel yapının işleri olduğu söylenen ancak bu iddialardan -ses kayıtlarından söz ediyorum- aklanmak için seçimi bekleyen bir başbakanımız vardı.Çoğu insan dedi ki 'bi testle anlaşılır TÜBİTAK var sonuçta zan altında kalmaya değmez bu kadar' ama bilemedik tabi bu ses kayıtlarının algı yönetimi aracı olacağını.Gerçi ülkenin çoğunlukla dini öğeleri kullanarak gelen bir iktidarın aynı mahsun bakışla sandıktan yeniden zaferle çıkacağını anlayamadık.İnsanlar artık nasıl bir etki altındalarsa bir anne çocuğunu korur ya dışardan ne derlerse desin çocuğunun kabahatini görmez korur onu,aynı o şekilde halkımızın çoğunluğu korudu iktidarını.Paralel yapı diye bir şey var devletimizi ona yedirmeyiz dediler oy verdiler.Tabi burada algı yönetimini başarıyla gerçekleştirdi iktidar onu da belirtmek lazım saygı duyulacak bir durum.Seçim oldu her zamanki gibi elektrikler kesildi -tabi suç kedilerde trafoya girmişler - yakılan oy pusulaları ortaya çıktı ve yine en azından benim için temiz bir seçim olmadı.Bu yüzden de kimse sandıkta aklanmadı gözümde.Oylarının peşinde koşan insanlar,yasaklı olan twitterda paylaşılan sandık numaraları tutanakları ezberledik derken itirazlar olsa belli oldu sonuçlar henüz resmi olmasa da.İktidarın her itirazını kabul eden muhalefete üvey evlat muamelesi yapan bir ysk olduktan sonra bir beklentimiz kalmadı zaten.neyse sonlara gelelim artık iktidarın getirdiği bireysel başvuru yolu iktidara karşı kullanılınca ipler gerildi.Akp'nin kapatılmasına oyçokluğu ile karar veren Aym çok yaşa,Twitter kararının iptaline karar veren hsyk ve tib düzenlemesinin kısmi iptal karar veren Aym tü kaka oldu.

Şimdi sormak istiyorum anayasa mahkemesi neden birden kötü oldu ? Neden kararlarına saygı duymuyorsunuz ? Yargıyı bağımsız bırakın derken yargı size karşı karar verdiğinde hem de oybirliğiyle neden tahammül edemiyorsunuz o kararlara ? 

Tabi sizin 'milli irade'niz bu soruları sormaz.Sorsa bile sizi savunacak aklayacak bir şey bulur illa.Bu sorular da cevabını bulamadan kalır öyle.